Embriyo biyopsisi(Preimplantasyon genetik tanı-tarama)

Embriyo transferi işleminde en önemli aşama, mevcut embriyolar arasında en yüksek gebelik oluşturma potansiyeline sahip embriyo/embriyoların, transfer gününün ve hekim ile işbirliği içerisinde, herbir hastaya özel olarak, transfer edilecek embriyo sayısının doğru belirlenmesidir. Ülkemizde transfer edilecek embriyo sayısı Sağlık Bakanlığı tarafından yayınlanan ÜYTE Yönetmeliği ile sınırlandırılmıştır. Buna göre, kadın yaşı 35’in altında olan vakalarda 3.denemeye kadar 1 embriyo transferi, 3.deneme ve sonrasında en fazla 2 embriyo transferi, kadın yaşı 35 ve üzeri olan vakalarda ise en fazla 2 embriyo transferi uygulanabilmektedir. Fakat bu durum bu konuda bilinçli merkezler ve hastalar bakımından bir fark yaratmamaktadır çünkü zaten, tekiz gebeliğe kıyasla, elde edilmiş bir gebeliğin kaybı (düşük), gebelik sürecinde oluşabilecek birçok komplikasyon ve erken doğum ihtimali bakımından çok daha riskli olan çoğul gebeliklerden kaçınmak her merkezin tıbbi ve etik sorumluluğudur. Uygun laboratuvar şartlarının varlığı halinde elde edilen iyi kalitede 1 embriyonun transferi ile 2 embriyo transferine çok yakın canlı doğum oranlarına ulaşmak mümkündür. Bu karşılaştırmayı canlı doğum oranları üzerinden yapmak en doğru yaklaşımdır, çünkü ikiz gebelik sonucu gerçekleşen çoğul gebeliklerde karşılaşılan komplikasyonlar nedeniyle, elde edilen gebeliğin canlı doğuma ulaşma oranı tekiz gebeliklere kıyasla daha düşük olmaktadır.

Transfer edilecek embriyoların doğru seçilebilmesi için embriyoloji laboratuvarında, kullanılan sperm ve yumurtadan başlayarak, transfer gününe kadar tüm inceleme ve değerlendirmelerin günlük olarak eksiksiz şekilde yapılması ve kaydedilmesi çok önemlidir. Böylece, sadece transfer günü embriyo kalitesi gibi tek bir parametreye bağlı olarak değil, embriyoları oluşturan sperm ve yumurtaların kalitesi ile birlikte, embriyoların günlük gelişim hızları, bölünme şekilleri ve kaliteleri de kümülatif olarak değerlendirilerek en doğru embriyoların seçimi sağlanabilir.

Transfer günü ve transfer edilecek embriyo sayısı, birçok parametrenin dahil edilmesi gereken ve çoğul gebelik ihtimalini düşük tutarken, sağlıklı bir gebelik şansını mümkün olan en yüksek seviyede hedefleyerek verilmesi gereken çok önemli bir karardır. Bu parametreler şunlardır;

  • sperm ve yumurta kalitesi
  • mevcut embriyo sayısı ve kalitesi
  • kadın yaşı
  • kadınla ilgili klinik değerlendirme
  • varsa önceki deneme öyküsü
  • varsa önceki gebelik/düşük öyküsü
  • varsa ailede çoğul gebelik öyküsü
  • PGT uygulanmış olup olmadığı
  • ve elbette hasta beklentisi

Transfer günü ile ile ilgili kararda dikkate alınması gereken, embriyonik gelişim ile ilgili, önemli bir parametre daha vardır. Sperm DNA’sının embriyo gelişiminin yönetimine katılması (embriyonik genom oluşumu), gelişimin 3.günü (8 hücre aşamasına geçiş) gerçekleşir. Dolayısıyla, sperm DNA yapısındaki hasarlardan kaynaklanabilecek olası bir olumsuzluk ancak bu aşamadan başlayarak ortaya çıkmaktadır. Ortalama olarak zigotların %30-35, 3.gün gelişen embriyoların ise %55-60 kadarı 5.gün blastokist aşamasına ulaşabilmektedir. Bu düşüşte yumurta kalitesine ek olarak spermin rolü büyüktür. Bu nedenle, özellikle 3.günde, transfer için planlanan sayıdan daha fazla sayıda kaliteli embriyosu olan vakalarda, doğru embriyo seçimi için 4. ya da 5.günün beklenmesi en doğru tercih olacaktır. Diğer taraftan, 3.günde zaten transferi planlanan sayıda kaliteli embriyosu olan vakalarda ise ileri günlerin beklenmesi gereksizdir. 4. ya da 5.günün beklenmesi, 3.gün az sayıda ve düşük kalitede embriyosu bulunan ve ileri gelişimine devam edeceği şüpheli vakalarda da, sonuç vermeyecek gereksiz bir transferin önüne geçmek adına önemlidir.

Transfer işleminde hasta ve hekim hazır olduğunda, seçilen embriyolar, embriyolog tarafından, bu işlem için özel olarak üretilmiş kateter içerisine yüklenerek, transferi gerçekleştirilecek hekime teslim edilir. Bu yükleme esnasında ideal yöntem aşağıdaki figürde de görüleceği şekilde, embriyonun iki küçük hava boşluğu içerisinde çok az kültür sıvısı (yaklaşık 5 mikrolitre) ile yüklenmesidir. Böylece hem transfer esnasında embriyoların kontrollü bir şekilde rahime bırakılması hem de hava kabarcıkları ultrasonda izlenerek embriyonun bırakıldığından emin olunması mümkün olur. Hava boşlukları aynı zamanda embriyonun kateter içerisine yapışıp kalmasını da engellemektedir. Ayrıca bu sayede embriyo ile birlikte transfer edilen kültür sıvısı miktarı minimumda tutularak, transfer sonrasında sıvının akışı ile embriyonun yer değiştirmesi de büyük oranda engellenmiş olur